Yazının ilk bölümü için tıklayın. Aynı haritamızı bu yazıya da alalım…
Batıya yöneldiğimizde havaalanı yanında (9) Ireion şehri var. Burası konaklama için bir alternatif olabilir, daha sakin ve Pythagorion’a oldukça yakın. Ayrıca buradaki “To Kyma” Taverna, değil Samos, Yunanistan’ın önemli lezzet duraklarından biri. Karides alternatiflerini, ya da günün fırın ürünlerinden birini muhakkak deneyin. Ireion’da deniz olağanüstü değil, ama yakınında çok popüler olan Papa Beach var. Kayalık bir yerde setlerle oluşturulmuş, organize bir plaj. Arkeoloji ile ilgilenenler için, Helenistik dönemin en büyük tapınak kalıntılarından biri Hera tapınağı da burada.
Sonraki durağımız, (10) Ormos Koumeikon. Aslında burada, son dönüş günümüzde kaldık. Kalınacak yerler içinde bahsetmedik, ama bizim Samos’ta en sevdiğimiz yer oldu.
Turist kalabalığından uzak, son derece sakin bir plajı var. Kalacak çok fazla yer yok. Toplam 3 restoran, 2 kafe var zaten. Yani burası hareket arayanlara göre değil, tam kafa dinlenecek bir yer. Bazı kaynaklarda mekanı “Balos Beach” adıyla da bulabilirsiniz.
Yemek için Akrogiali tavernaya yazıldık. Hem malları, hem manzarası ile mükemmel. Yukarıdaki Koumeika köyünün meydanı da görmeye değer, çok da güzel bir restoranı var.
Daha batıdaki Marathokampos ve sahili bizim ilgimizi çekmedi. Alabildiğine uzanan dümdüz bir kum/çakıl sahili var; dolayısıyla tesis sayısı da oldukça fazla. Pub kültürüne yakın, İngiliz tipi turiste daha çok hitap ediyor. Ama olur da yolunuz düşerse, Ormos ile Kampos arasında, sahilde (11) Nick the Greek ,adanın bu bölümündeki en iyi restoran ve deniz ürünlerinde iddialı. Önündeki şezlongları plaj için kullanabilirsiniz (Cumartesileri canlı müzik de var).
Buradan tekrar kuzeye çıkıyor ve Karlovassi’ye geliyoruz. Limanın batısında kalan (12) Potami, rüzgar durumuna bağlı olarak adanın en güzel plajlarından biri, organize bir bölümü de var.
Plajın sonunda başlayan toprak/beton yoldan çıkmaya devam ederseniz (belirli bir noktaya kadar araba gidiyor, ama riske değmez) yürüyerek Seitani Beach yoluna geliyorsunuz. Bir saat mesafede (13) Mikro Seitani plajı, 45 dakika sonra da Megalo Seitani plajı var.
Demet’in bileğinde sorun olduğu için, biz sadece küçüğüne (Mikro Seitani’ye) gittik. Başka ulaşım yolu olmayan bu plaj bizi büyüledi. Yürüyüş zor değil, ama iniş çıkışlar var, spor ayakkabınız yoksa ve antrenmansız iseniz denemeyin. Bir de yanınızda bol miktarda su olmalı. Güneş çok problem değil, yolun büyük kısmı ağaçlık ve gölge, ama plajda gölge tabii ki yok; kremi unutmayın.
Bölgedeki diğer bir doğa aktivitesi (14) Potami şelalesi. Buraya da Kilise ile Potami beach arasındaki bir tabela yol gösteriyor. Yürüyüşü daha kolay, sadece son bölümünde oldukça dik tahta merdivenler var. Bir de su geçişlerinde ayakkabılar boyuna asılıyor. Sonuna geldiğinizdeki manzara harcadığınız emeğe değer. Biz yemedik, ama şelalenin oradaki restoran kritikleri iyi. Mikro Seitani’yi değil, ama şelaleyi çocukla yürüyenler gördük.
Potami’de dişimize göre birşey bulamadığımızdan yemeği, yolda tanıştığımız Türk arkadaşlarımızın tavsiyesi üzerine, Karlovasi sahilinde Meltemi restoranda yedik. Bir öğlen de Seitani’den sonra gittiğimiz (15) Leka dağ köyünde Katerina da idik. Bu sade restoran, menüsünden çok manzarası ile etkiledi bizi. Köy meydanındaki çınaraltı kahvesi görmeye değer. Biz mekana yemek sonrası kahve için gittik, ama burada da yenebiliyormuş, bilseydik tercih edebilirdik.
Karlovasi’den, geceleme için seçtiğimiz Kokkari yönüne giderken, yolda kaçırılmaması gereken bir dağ köyü ve üç mükemmel plaj var.
(16) Manolates gerçekten görülmesi gereken, 300 mt yüksekliğinde bir dağ köyü. Yılan gibi kıvrıla kıvrıla çıkan yolu muhteşem güzellikte. Burada bir de trekking yaparak çıkış mümkün. Yolda okları görebiliyorsunuz, ama biz Demet’in bilek problemi yüzünden risk almak istemedik. Köyü gezmek için, arabayı son çıkış noktası olan otoparka bırakıyorsunuz. Köy popüler olduğu için turistik eşya satan birçok dükkan var. Meydanda bir kahve ve öğle yemeği ile kendimizi ödüllendiriyoruz (Köye iki defa gittik).
Aslında methini duyduğumuz ‘Aaa Taverna’ da yemek istedik, ama garson meydandaki boş masaya rezerve deyip, kenar masayı gösterince kaprisimiz tuttu ve daha önce kahve içtiğimiz, meydandaki diğer mekan ‘Kallisti’ ye oturduk. Yanlış tercih! Kallisti’de oturursanız sadece kahve için. Tatlısı da güzel, ama yemek yemeyin. Servis sempatik, ama yiyecekler vasat.
Gelelim yol boyu plajlara, Manolates’den indikten sonra, doğu, yani Kokkari istikametinde birçok plaj var. Aslında bütün bu plajlarda deniz aynı, minik çakıl plaj, kum dip, turkuvaz mavi su, tümü organize, restoran kafe ve şemsiye mevcut. Fark eden, mekan ve kalabalık faktörü. İlk karşımıza çıkan plaj (17) Tsabou, burası Kokkari’ye en uzak olan plaj olduğu için en sakin olanı. Arabasız gelmek mümkün değil. Oysa diğerlerine Kokkari’den yürüyerek bile gidilebiliyor. Bu plajların tümünde (en azından bizim gittiğimiz dönem) konsomasyon karşılığında şemsiye ücretsiz.
Tsabou’dan sonra (18) Tsamadou ve daha sonra Kokkari’ye en yakın (19) Lemonakia Beach var. Bu plajların tümü, yolun aşağısında kalıyor. Yoldan okları takip ederek, yokuşu arabayla inebilirsiniz, ama eğer geç kalırsanız aşağıdaki park yerleri dolu oluyor ve aracı yukarı bırakmak zorunda kalıyorsunuz. Lemonakia Beach, Kokkari’ye gerçekten çok yakın,1 km mesafede. Yunan yemeklerinden sonra spor olsun diye yürüyerek gidilecek iyi bir alternatif.
Son durağımız (20) Kokkari, bu şehir bizim konaklama için seçtiğimiz merkez üs oldu. Kesinlikle turistik bir yer, doğru, ama on sene evvel ne ise bugün de o, yani alışkın olduğumuz, menfi anlamda değişen bir şey yok.
Şehir, bir dış koy, bir liman, artı iç koydan oluşuyor. İç kısıma araç girişi sıkıntılı, hatta akşam 7 den sonra yasak; kalacak yer ayarlarken buna dikkat edin. Ana cadde üzerinde, halka açık ücretsiz otoparklar var. Liman tarafı rıhtımda sıra sıra restoranlar var. Biz bunlardan Poseidon’da yedik, servise laf söyleyemem, ama yiyecek kalitesi vasattı. Bu kısımdaki diğer tavernaları denemedik, ama görünüm itibari ile Poseidon’dan farklı bir izlenim vermiyorlar.
Diğer günler için tercihimiz, açık koy tarafında, şehrin merkezine yakın Tarsanas Restoran oldu. Hatta bir sefer yan restorandaki canlı müziğe denk geldiğimiz için oldukça keyifli zaman geçirdik. İtiraf etmeliyim ki, Sofia’s Mezedaki isimli bu müzikli mekanda da gözümüz kaldı. Bunlar deniz ürünü için gittiğimiz restoranlardı. Izgara et içinse, dış koy tarafında, sahile paralel yol üzerinde Dionysos restoran dışarıdan bir şeye benzemiyor, ama bahçesi ve etleri çok güzel (Zaten burası daha ziyade Yunanlılar tarafından tercih ediliyor). Bu taraftaki mekanların tümü için gündüzden canlı müzik sorun, akşam kesin birinden birinde vardır.
Kokkari’nin kendi plajında da denize girebilirsiniz, hatta liman tarafında bile. Ama tembellik etmeyip yukarıda bahsettiğimiz plajlara giderseniz kesinlikle buna değer.
Samos’ ta nerede yiyelim ?
Önce içeceklerden başlayalım. Retsina, tüm Yunanistan’da bulabileceğiniz bir tür reçine kokulu beyaz şarap. Selanik civarında bol miktarda üretiliyor, Rodos’ta da öyle. Bir de Samos’ta üretileni var, gelmişken tadın. Yine Samos a özel muskat üzümden üretilen Nektar’da bir tatlı beyaz seçeneği.
Yine yerel üretimi olan diğer bir içecek Frantsezkos marka ouzo. Barbayanni, ya da Plomari ‘yi her yerde bulabilirsiniz, ama Frantsezkos bilinmez bile, dolayısıyla buradayken tatmanızı tavsiye ederiz.
Gelelim restoranlara; yukarıda bahsi geçen Samos’un en iyileri To Kyma ve Nick the Greek. Geriye kalanlar öyle “Parmaklarımızı da yedik” cinsinden değil. Zaten Tripadvisor çıktı, mertlik bozuldu. Evinde, haşlanmış patatesi akşam yemeği niyetine yiyen kuzey Avrupalı “Best restaurant of my life” filan diye yorum yapmaya başlayınca, mekanlar da yorum gelsin diye içeriği bunlara uydurmaya başladılar maalesef.
Dolayısıyla, Samos da turistik bir ada olduğu için, bu seyahatte Yunan mutfağında esamesi olmayan ‘pilav’ gibi garnitürler veya ‘nohut’ gibi salata malzemeleri ile karşılaştık. Bu açıdan Pythagorion ve Kokkari içi restoranlardan pek fazla birşey beklememek iyi olur.
Diğerleri içinde iyiler; Karlovassi ‘de Meltemi (feribota giderken kesin vaktiniz olur),
.Kokkari’de Tarsanas, Lekka ‘daki Katerina restoran, Ormos’ta (Balos) Akrogialli oldu.
Balık pişirici, mutfak personeli değil, kareye eşantiyondan girdi 🙂
Bu arada ilk Yunan seyahatiniz olacaksa ‘Sofra adabı‘ ve ‘Nerede yemeli’ yazılarına da göz gezdirmeniz faydalı olur (Yunan yeme içme kültürü, ve mekan seçimi konusunda ipuçları bulabilirsiniz).
Kali orexi !!!
Ne kadar emek verip uğraşmışsınız inanın okumaktan ,not almaktan ,resimlere bakmaktan yoruldum,ne kadar güzel bilgiler var elinize emeğinize sağlık teşekkürler.
Teşvik edici yorumunuz için biz teşekkür ederiz. Keyifli seyahatler…
Harikasın dostum, fotoğraflar hele o minik plaj yoluna giderken dönüşü hatırlamak için ufak fotolar notlar tamamen incelik. Bu yolculuk için kısa süre içinde plan yapmam gerekiyordu, verdiğin bilgiler harika oldu. Efharisto poli.
Teşekkürler, işinize yaramış olması çok güzel…
samos’a 6 kere gittim son yillarda tum bayram tatillerimi samos’ta gecirdim. eur tl paritesinin durumuna gore gittikce daha mutavazi hale gelen tatillerimin tamamini ozetleyen bir yazi olmuş. ancak karlovasi’ye haksizlik ettiginizi dusunuyorum. karlovasi kent meydani cok duzenli ve etkileyici bir merkez. ayrıca marathakampos, potami gibi bazi yerlere de oldukca yakin. adanin el degmemis bakir bati kismini kesfetmek icin karlovasi mukemmel bir lokasyon. ayrica yerel halk kulturunu gozlemlemek için elverisli bir yer.
yine de yazinizi keyifle okudum. tesekkurler.
Haklı olabilirsiniz Alper Bey, biz Karlovassi yi sadece sahili itibarı ile değerlendirdik.
Bir dahaki sefere bu eleştirinizi dikkate alarak merkezde de vakit geçirip yazımızı tadil edeceğiz.
Teşekkürler
Haziran da gitmeyi planlayan biri olarak sizden çok şey öğrendim. Emeğiniz için teşekkür ederim.
Biz yorumunuz için teşekkür ederiz Fatoş Hanım. Keyifli seyahatler !
Merhaba. İstanbuldan kendi arabamızla kuşadası’na gelip samosa geçmeyi planlıyoruz biz de. Kuşadası limanının yakınlarında arabayı bırakabileceğimiz uygun bir otopark var mıdır? Ne tavsiye edersiniz?
Kuşadasında otopark problemli ve neredeyse İstanbul kadar pahalı. Seferihisar’dan geçiş bu açıdan daha uygun. Kuşadası’nda Gmaps den bulduğunuz otoparklara telefon edip günlük ücreti öğrenmenizi tavsiye ederim.
Keyifli seyahatler..