Bir şehir düşünün, büyük ve kalabalık, ama sakin ve huzurlu; hayat yavaş akıyor, ama enerjisi hiç bitmiyor; sanat var, zevkli detaylarla bezenmiş ve modern, ama sanki bilerek 1980′ lere demir atmış, halinden memnun. İşte Selanik bu! Biz Türkler’i yakaladığı ilk özellik, şaşırtıcı biçimde İzmir’in eski haline, özellikle Kordon bölgesine benzemesi. Zaten coğrafi olarak da benzer yapıda. İzmir kadar U şeklinde olmasa da bir körfez içinde. Denize yüzünüzü dönünce sağ tarafta ticari liman var, sol tarafı ise Kalamaria bölgesi Balçova gibi yeşil. Bir tek Karşıyaka’sı yok.

Olumlu farkı ise İzmir kadar trafik sorunu yaşamıyor ve “eskiyi yık, yerine gökdelen dik” furyası burada yok. Sadece sahil şeridi yeniden düzenlenerek neredeyse kesintisiz bir yaya yürüyüş yolu açılmış, bu da çok iyi olmuş.

Selanik enteresan bir cazibe merkezi, gelen herkes memnun kalıyor bir şekide. Sanırım nedeni , her zevk için cazip birşeyler olması. Alışveriş caddesi de var, bit pazarı da; olağanüstü bir gece hayatı da var, sakin mekanları da; isteyene sanat ve tarih de var, lezzetler de son derece zengin.
Nasıl gidilir ?
En kolayı uçak elbette. İstanbul’dan 75 dk’ lık bir uçuşla gelinebiliyor. Selanik Havaalanı küçük, girişi çıkışı oldukça kolay. AHL gibi denizin dibinde. Şehre uzaklığı da, trafik yoğunluğu yoksa eğer 20-30 dakika arası. Merkez sayabileceğimiz Aristoteleus meydanına taksi yaklaşık 25 euro yazıyor. Her büyük şehirde olduğu gibi Selanik’te de araba sorumluluğu taşımak korkulu rüya. Bu nedenle, eğer Halkidiki tarafına geçmiyorsanız şehirde turlamak için araç kiralamayın.
Şehir ufak, gezilecek yerler de birbirine yakın, bir de yemekler güzel, zaten yiyeceksiniz, yürüyün! Arabanızla geliyorsanız, yol İstanbul’dan 600km. Gümrüklerdeki süre hariç 6 saat sürer. Buna mukabil çok yorucu değil. Yunanistan tarafı sınırdan sonra otoyol, hiç trafik yok.
Bizim taraf, bildiğiniz Tekirdağ yolu, sonra Keşan, sonra İpsala. Bizim tarafı kat ederken dikkat etmeniz gereken çıkış zamanınız. Eğer Cuma akşamı bu yolu yapmaya kalkarsanız, tüm Marmara havzasının hafta sonu tatil trafiği ile şahane bir kabus yaşarsınız. Aynı şey dönüşü Pazar akşamına getirirseniz de geçerli. Planlamanın bu kısmına dikkat edin!

Gümrük için ise fazla detaya girmiyorum, ama eğer araç kendinize ait ise her türlü işlemi İpsala gümrüğündeki Turing ofisinde yaptırabilirsiniz. Ehliyetiniz çipsiz ise, uluslararası ehliyete ve her durumda aracınız için yeşil sigortaya ihtiyacınız var. Ücret konusunda en güvenilir ve güncel bilgiye Turing’in web sitesinden ulaşabilirsiniz. Bir ipucu da gurbetçi trafiği için: bizim akıncılar sınıra sabahtan dayanır, Yunanistan’ı gün içinde geçerek akşam Arnavutluk sınırına iner ve buradan gece feribotu ile İtalya’ya geçerler. Yani ”sabah erken gidip kolay geçerim” mantığı, yaz aylarında yanlıştır. Öğleden sonra çok daha rahat geçersiniz.
Arabayla gidiyorsanız, Selanik’te ya otoparklı bir otele rezervasyon yapın, ya da otoparka çekin arabanızı. Günlük otoparklarda ücret mekana göre 10-25 Euro arası.
Son seçenek, İstanbul veya Keşan’dan otobüs yolculuğu. Kamil Koç, Ulusoy, Metro’nun düzenli seferleri var. Hiç yapmadık, fakat gümrüklerde gördüğüm kadarı ile geçiş ve duty free’ de ciddi zaman kaybı yaşanıyor. Bunun üzerine, her şehirde dur kalk da cabası. Gece yolculuğu yapıyorlar,12 saat sürüyormuş. İki kişi maliyeti İstanbul’dan 160 Eur. Şöyle söyleyeyim: İstanbul çıkışlı uçak biletini, önceden almak kaydıyla, iki kişi 300 Eur ya alabilirsiniz. Yorgunluğa değer mi? Siz karar verin.
Nerede kalınır ?
Rezervasyon yapmadan evvel şehir haritasına aşina olmakta her zaman fayda vardır. Google maps i açıp Aristoteleus meydanı, ya da Ladadika mahallesini bulun. Kalacağınız yer buraya yakın, yürüme mesafesinde olursa iyi olur. Yakın derken Ladadika’nın göbeğine girmeyin, burası gece hayatının merkezidir, uyku biraz sıkıntılı olur. Bir de Monastiriou ve Egnatia caddelerinin üzerindeki otellerden kaçının, burası (aynı cadde aslında ama bir noktada isim değiştiriyor) son derece işlek, trafik gece dahi durmuyor. Limanın batı tarafı akşamları oldukça ıssız, pek tercih etmeyin.

“Para çok” modunda iseniz tartışmasız en iyi konaklama seçeneği, Aristoteleus meydanındaki Electra Palace oteli. Biz genelde az evvel yaptığımız bölge tavsiyelerine denk gelen yerlerde, Airbnb ile ev kiralamayı tercih ediyoruz. İsteyen olursa tavsiyede bulunabiliriz.
Nereleri gezmeli ?
Selanik’teki en önemli gezi faaliyeti sahilde bir uçtan bir uca volta atmaktır; genci yaşlısı bunu yapar. Siz de, Ladadika karşısında bulunan, açık park ve Çağdaş Sanatlar Merkezi haline dönüştürülmüş Pier den başlayıp, Kalamaria’ya kadar yürüyebilirsiniz. Yaklaşık 3-4 saat sürer, toplam uzunluğu 12 km. Aynı yolu bisikletle de yapabilirsiniz. Makedonia Palace otelinin altında kiralık bisiklet mevcut. En uç nokta Kalamaria; Selanik’e gelinince görülmesi gereken mahallelerden biri. Yat limanı, birçok güzel restoran ve kafeteryası var. Yürüyüşten sonra burada dinlenip taksi ile dönebilirsiniz (10 Euro).

Şehirde birçok müze var, bunların en kayda değer olanı Arkeoloji Müzesi. Modern sanatlar müzesi ve Beyaz Kule ise diğer çekim merkezleri. Bunların tümü şehir merkezinde ve birbirine çok yakın. Biz hiç binmedik ama beyaz kulenin biraz ilerisinden gezi tekneleri kalkıyor. Bunlar akşam gün batımında ve gece limana kadar gidip geri dönüyorlar.

Elbette Atatürk’ün evi bizim için ayrı bir önem taşıyor. Merkezden yürünebilir, ama biraz uzak, taksi kullanmanızı tavsiye ederim.
Son olarak da Selanik’in yerel pazarları var. Modiano, Kapani, Bezesteni (Bedesten) bunların başlıcaları. Bizdeki kapalı çarşıların biraz daha iyi organize edilmişi diyebiliriz. Bu otantik ve gölge mekanlarda sağa sola bakarak hoşça vakit geçirmek mümkün. Bunların hepsi meydana yakın ve yürüme mesafesinde. Alışveriş caddesi olarak Tsimiski geçer, oldukça hareketlidir. Bana sorarsanız herhangi bir metropoldeki herhangi bir alışveriş caddesinden farkı yok, ama yine de gitmişken görün.

Bütün bu gezmelerin içerisinde muhakkak kah denize karşı, kah şehir içinde bir kafeteryada soluklanacak veya karşınıza çıkan bir Terkenlis şubesinde mola vereceksiniz. Böyle bir mekanda frappe (buzlu, köpüklü, sütlü nescafe) yudumlamak veya küçük bir tatlı yemek de aslında gezi planının bir parçası.
Sanırım en iyisi bu noktalardan hoşunuza gidenleri bir haritada işaretleyip, kendinizi acele etmeden yürüyüşe bırakmak, yavaşlığın keyfini çıkarmak. Hepsini göremezseniz ne olur? Bir daha gidersiniz. Biz sık sık gidiyoruz 🙂
Uzun kalırsanız, bir araç kiralayıp Halkidiki’ye gidebilirsiniz, ama bu gelecek bir yazı konusu olacak. Diğer bir seçenek, buradan sabah kalkan deniz otobüsleri ile Sporad Adaları’na (Skiathos, Skopelos, Alonissos) gitmek. Alonissos seyahatimiz burada..
Eğlenceyi de gezmenin bir parçası olarak görüyorsanız, Ladadika bölgesi en iyi adres. Avantajı şu: bouzouki mekanı, rock bar ya da club, ne olursa olsun, önünden geçerken havası, müziği veya sizi çekip çekmediği ile alakalı bir fikre sahip olabilirsiniz. Bölgeyi akşam saat 10’da gezerseniz her yer bomboştur, bu saatlerden sonra dolar, sabaha dek devam eder. Güneş gözlüğü ile gece eğlencesine gelen tipler görürseniz, kıroluktan değil; vatandaş sabah mekandan çıkarken gözleri kamaşmasın diye önlem alıyor!
Nerede yemeli ? Ya eğlence ?
Selanik bu yönü ile ister gurme olun, ister geçiştirmeci, her kesime hitap eden karakterde bir şehir. Bu konu sadece gidecek olanları ilgilendirdiğinden eğlence hayatı ile birlikte, “Selanik’de nerede yenir“ yazısında ayrıca ele aldık.
Yunanistan’ a ilk gidişlerinizden biri ise “Sofra adabı” ve “Restoran seçimi” yazılarına göz gezdirmeniz faydalı olacaktır.
İyi gezmeler ve eğlenceler!
Beğenerek takip ediyorum
Teşekkürler